aycanurceliktas
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  HAKAS TÜRKLERİ
HAKAS TÜRKLERİ

 

 

==> HAKAS TÜRKLERİ <==
HAKAS TÜRKLERİ VE HAKAS ELİ 

    Hakaseli Kuzey-Batı ve Batı’da Kemerova Bölgesi, Kuzey-Doğu ve Doğu’da Krasnoyarsk Eyaleti, Güney-Batı’da Altay Cumhuriyeti ve Güney-Doğu’da Tıva Cumhuriyeti ile ortak sınırlarla komşuluk etmektedir.

3 Temmuz 1991 tarihinde Hakaseli, Hakas Cumhuriyeti statüsüne kavuşmuştur.

25 Mayıs 1995 tarihinde Hakaseli’nde ilk defa Hakas Cumhuriyeti Anayasası kabul edilmiştir.

    Dünyadaki tüm Türklerin tarihi beşiği sayılan Altay ve Sayan dağların arasındaki vadide Sibirya’yı güneyden kuzeye kadar geçen Yenisey nehrinin sol havzasında yaşayan Hakas Türklerinin yurdu olan Hakas Cumhuriyetinin yüzölçümü 61.900 km2 olup toplam nüfusu 585.000 kişidir. Bunların yüzde 70’i şehirlidir. Bununla birlikte Hakas Cumhuriyetinin yerlisi olan Hakas Türklerinin yüzde 70’i kırsal kesimlerde yaşamaktadır.


    En son olarak Sovyetler döneminde yapılan 1989 Genel nüfus sayımına göre Hakaseli’nde toplam 108 farklı millete mensup insan yaşamakta olup buradaki etnik mozaiğin kompozisyonu şöyledir: Ruslar (%79.5), Hakaslar (%11.1), Ukraynalılar (%2.3), Almanlar (%2), Tatarlar (%0.8), Belaruslar (%0.7), Çuvaşlar (%0.6), Mordvalar (%0.6), Şorlar (%0.2), Polonyalılar (%0.1) ve diğerleri (%2.1). Bu nüfus dağılımına bakıldığı zaman Hakas Türklerinin kendi yurdunda bir azınlık durumunda bulunduğu ve demografik çoğunluğu Rusların oluşturduğunu kolayca anlamak mümkündür.
Daha XX. yüzyılın başında, yani 1910’da Hakasların toplam nüfusun içerisindeki oranı yüzde 98 olan Hakaseli’nde 1990’larda Hakas Türklerinin toplam nüfusun içindeki oranı yüzde 11’e (altmış beş bin) kadar düşmüştür. Dünyadaki toplam nüfusları 85 bin olan Hakasların kendi yurdu olan Hakas Cumhuriyeti’nde en yoğun olarak yaşadığı bölge ise Askız ve Taştıp bölgeleridir.

Toplam 8 bölgeden oluşan Hakaseli’nde toplam nüfusu 170 bin olan başkent Abakan şehrinin yanı sıra dört şehir daha vardır (Çernogorsk, Sayangorsk, Sorsk ve Abaza).

    Hakaseli’nin başkenti Abakan’dır. “Ayı kanı” anlamına gelen Abakan şehri Yenisey ve Abakan nehirlerinin kesiştiği bir yerde kurulmuştur. Bu alanda genişliği yarım kilometre olan Abakan, genişliği bir kilometre olan Yenisey nehriyle birleşmektedir.
Yüzölçümü küçük olmasına rağmen Hakaseli’nde 324 nehir bulunmakta olup bunların toplam uzunluğu 8 bin km’dir. 390’u tatlı su ve 110’ da tuzlu su olmak üzere Hakaseli’nde toplam 500 civarında göl mevcuttur.

    Karasal bir iklime sahip olan Hakaseli’nde kışlar soğuk, yaz mevsimleri ise sıcak geçer. Kışın ortalama sıcaklık eksi 20, yazın ortalama sıcaklığı da artı 20 olması ile birlikte zaman zaman kışın hava sıcaklığı 30’un altına inebilirken yazın da +30’un çok üzerine çıkabilmektedir. Bununla birlikte Hakaseli’nde yılda ortalama olarak güneşli gün sayısı 311’dir.

Hakas ülkesindeki en yüksek nokta, rakımı yaklaşık 3000 m. olan Karagaş zirvesidir.

    Hakaseli ülkesinin yüzde 73,6’sı orman, koyu orman ve yüksek dağlık ormanlarıyla kaplıdır. Bu bölgede toplam iki binden fazla bitki türü mevcut olup bunlardan 28’i yalnızca Hakaseli’ne mahsus bitki türüdür. Burada mevcut bitkilerden 300 bitki türü tedavi amaçlı kullanılırken 204 tür bitkiden de Tibet tıbbında yararlanılmaktadır.
Ala dağ /
Yenisey

Hakaseli’nde 800’den fazla mantar çeşidine rastlamak mümkündür. Bunun içinde yenilebilir olan mantar türünün sayısı 235, zehirli olanların da 30’dur.

Hayvan dünyası 76 memeli, 334 kuş, 35 balık, 6 sürüngen ve 4 amfibi (yani, hem suda hem de karada yaşayabilen hayvan) türünün mevcut olduğu Hakaseli’nde insanın kontrolsüz faaliyet (aşırı sanayileşme ve şehirleşme, tarımda suni ilaçlamanın yapılması) ve avlanmasının (özellikle kürkü değerli olan hayvanlar başta olmak üzere) sonucunda birçok hayvan türü kaybolmuş ya da kaybolma çizgisine düşmüştür.

    Ruslar tarafından bölgeye verilen önemin ve işgal edilişinin nedeni Hakaseli’nin doğa zenginlikleridir. Yer altı ve yer üstü doğal kaynaklar açısından tam bir cennet olan Hakaseli’nde zengin altın, kömür, demir cevheri, molibdeniyim, volfram, kobalt, bakır, mermer, ve diğer birçok maden yatakları mevcuttur.

Aynı zamanda Hakaseli’nde üretimi çekici kılan enerjinin Rusya’nın diğer bölgelerine nazaran çok daha ucuz olmasıdır. Zamanında dünyanın en güçlü enerji üretim tesisi olan Hakaseli’ndeki Sayan-Şuş Hidro Elektrik Barajı’nda üretilen ucuz enerji bölgede başta alüminyum olmak üzere birçok üretimin maliyetini düşürebilme olanağını tanımaktadır.

    Hakaseli’nin zengin ormanları (taygalar) ağaç işleme sanayiinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.

Bunun yanı sıra hayvancılığın da çok gelişmiş olduğu Hakaseli’nde özellikle son on yıllardaki ekonomik darboğazın etkisiyle büyük ve küçük hayvanların sayısı hızla azalmıştır.
tas

Vagon platformları, konteynır, arabalar, vinçler, traktörler, demir-dışı (renkli) metallerin üretildiği Hakaseli'nde su, demiryolu ve karayolu ulaşım şebekesi mevcuttur. Havayolları da Abakan’ı başta Moskova olmak üzere Rusya’da ve yurtdışında bulunan birçok şehre bağlamaktadır.


    Hakaseli’nin dışsatımı (ihracatı) da mevcuttur. Örneğin 1996 yılında Rusya ve eski Sovyetler ülkeleri hariç olmak üzere dünyadaki başka yabancı ülkelere yönelik olarak gerçekleştirmiş olduğu dışsatımı yaklaşık olarak yarım milyon ABD doları olup Hakaseli’nin dışsatımda en büyük ticaret ortakları ABD ($300 milyon), Japonya ($100 milyon), Türkiye ($60 milyon), Almanya ($12 milyon) ve Hollanda’dır ($10 milyon).
Ama Hakaseli’nin esas zenginliği bu toprakların asıl yerlisi olan Hakas Türklerinin özgün kültürü ve zengin tarihine ait maddi ve manevi mirasıdır. Bu kültürel zenginlik sayesinde Hakaseli kendine birçok konuğun ilgisini çekmektedir.

Tarihi çok zengin olan Hakaseli topraklarında eski Türk döneminde Kırgız devleti mevcuttu. Hakas ve Güney Sibirya’daki diğer Türk soylu halkların ataları olan Kırgızlar, Orta Asya’da en kadim Türk halklardandır.

Hakaseli’nin her tarafında balbal, kurgan, yazıt, kaya resimleri ve tarihin eski zamanlarından beri insanlar tarafından sayılan, örneğin tapınaklar gibi kutsal yerlere rastlamak mümkün olduğundan bu bölge gerçekten bir açık hava müzesini andırmaktadır.

Tarihsel anıtların çokluğu ve yoğunluğu sayesinde ise Hakaseli bilim dünyasında Sibirya’daki “Arkeolojik Mekke” olarak da bilinmektedir. Nitekim Hakaseli’nde bilinen tarihsel arkeolojik anıtların sayısı 30 binden fazladır.


Hakas ülkesinin her yerinde kurganlara rastlamak mümkündür. Kurgan, genellikle önde gelen birisinin ve ona ait tüm malvarlığının gömüldüğü ve üzeri toprakla tepe biçiminde örtülen ve daha sonra etrafı kayalarla duvar şeklinde çevrelenen bir mezarlıktır. Şekli itibariyle Türkiye’deki höyükleri andırmakla birlikte arkeoloji biliminde Tagar dönemine ait kurganlar Sibirya piramitleri olarak da bilinmektedir.

akaseli’nde en yaygın din Ortodoks Rus Hıristiyanlığıdır, ancak bölgenin yerlisi olan Hakas Türklerinin büyük bir çoğunluğu, zamanında devlet tarafından (özellikle Çarlık Rusyası döneminde) maneviyat alanında uygulanan tüm asimilyasyonist ve Hıristiyanlaştırma siyasetlerine rağmen, Türklerin İslam öncesi geleneksel inancı olan Şamanlığı (Kamlığı) halen de yaşatmaktadır.  

HAKASYA

Çin tarihsel yıllıklarına göre bölgeye MÖ 201’de savaşla gelen Hunlar ile birlikte giren Kırgızlar buradaki İskit kökenli Dinlinler ile karışmış ve daha sonra Gyangun-Go (Kırgız devleti) adlı devlet kurmuştur.

Hakas adı da Kırgız kelimesinin Çince okunuşu olan Hyagaz’dan alınmıştır 1918’de Hakas aydınları tarafından. İşte o tarihten beri tüm resmi belgelerde halkın ismi olarak bu ad kullanılmaya başlamıştır. Daha önce ise Abakan Türkleri, Minusinsk Tatarları, Yenisey Kırgızları olarak bilinen Hakas Türklerinin gerçek adı Kırgız’dır.

Medeniyetin en belirgin göstergelerinden biri olarak kabul edilen eski Türk yazı sistemine sahip olan Kırgız Türkleri bölgede kendi döneminde (IX-XIII yüzyılları) en güçlü siyasi oluşumlardan biri olduğundan kimi tarihçiler bu dönemi “Kırgız Üstünlüğü Dönemi” olarak nitelemektedir.

    Güney Sibirya’da MÖ. I. Binyılın sonunda kurulan Yenisey Kırgızlarının devletine ilişkin bilgi eski Türk alimlerinden Nizami Gencevi’nın (1141-1203) kaleme aldığı meşhur “İskender Name” adlı eserinde bulunabilir. Büyük İskender’in hayran kaldığı bu Kırgız ülkesinin insanları ona kendi ağzıyla şöyle dermiş: 


Kin gütmeyen bir halkızdır. Göklere itaat ederiz.
Yalnızca doğruya hizmet ettiğimizi sen kendin göreceksin.

Birimiz büyük veya küçük bir sıkıntıdaysa eğer,
Ve bundan haberdarsak,
Onunla her şeyimizi paylaşırız,
Çünkü hiç kimsenin hiçbir şeyde yokluk çekmediği bir düzen,
Bizim için bir kanundur,
Malvarlığımız bakımından hepimiz eşitiz,
Zenginliğimiz eşitçe paylaştırılmıştır aramızda,
Bu yaşamda hepimiz de eşitiz,
Ve hiç kimse bir başkasının derdine gülmez bizde,
Hırsızları tanımayız ve dolayısıyla dağlarda
Bekçilere ihtiyaç duymayız biz.
Neden korku duyalım ki ?

O, büyüğümüz! Kötü sözlere öğretilmedik biz,
İnsanları affeder ve onlara sevgiyle yaklaşırız,
Birisi işiyle başa çıkamadığı zaman ise,
Ona yardımcı öğütlerimizi esirgemeyiz,
İnsanları yanlış yollara sevk etmeyiz,
İsyankarlar yoktur aramızda, kan döken insanlar değiliz,
Derdi varsa birinin, tüm ailece paylaşırız onu,
Sevinçte de bir hep beraberiz,
Ne altın ne de gümüş gözümüzde değerli,
Burada onlar rağbet görmez ve kumdan pahalı değil ...

Buna mukabil gördüklerine ve öğrendiklerinden sonra bu ülkeye hayran kalan Nizami’nin Büyük İskender’i şöyle konuşur:

O, hayvansı hırsım! Tümüyle bir ateşin içindeydim ben.
Burada gördüklerime alışabilir miyim acaba?!
Bu güzel halk hakkında daha önceden bilgi sahibi olsaydım
Dünyanın dört bir yanında dolaşmakla vakit kaybetmezdim asla!

17. yüzyılın başlarında bölgeye gelen işgalci güçlere karşı öz yurdunu ve bağımsızlığını savunan Kırgız Türkleri silah bakımından Rusların bir hayli gerisinde kalmasına rağmen vatanlarını sayıca kat kat üstün olan düşmana karşı yaklaşık olarak 150 yıl boyunca yiğitçe koruyabilmiştir. Ancak netice itibariyle bu savaşın ve daha sonraki tarihsel sürecin içerisinde sayısal olarak oldukça yıpranan Kırgız (Hakas) Türklerinin yurdu işgal edilerek sayısız kurganlar dışarıdan gelen Rus soyguncular tarafından talan edilmiştir.

Günümüzde ise Hakaseli Rusya Federasyonuna bağlı, yönetim biçimi cumhuriyet olan federe bir devlettir. Kendi Anayasa ve devlet armasına sahip olan Hakaseli Rusya Federasyonu ile yapmış olduğu anlaşma gereğince kendi yetki alanına verilmiş konularda Federal mevzuatı ihlal etmemek koşuluyla bağımsız olarak hareket edebilmektedir.

    Hakaseli’nin yerli halkı olan Hakas Türkleri tüm olumsuz koşullara rağmen atalarından kendilerine miras olarak kalan Şamanlık geleneğini asırlar boyu devam ettirerek günümüze kadar ulaştırabilmiştir. Bugün ise bu yöneliş her geçen gün daha da güçlenerek gelişmektedir. Sovyetler zamanında unutturulan tüm şamanik gelenekler yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu hususta hem halk hem de halkın önde gelen aydın kesimi hep elele vererek gönüllü çalışmalarda bulunmaktadır. 1980’lerin sonundan beri başlayan bu yöndeki çalışmaların neticesinde Hakaseli’nde Hakas Türkleri tarafından kutsal sayılan ve yüzyıllarca kutsanan 300’den fazla kutsal yer tespit edilmiştir. Bu yerler çeşitli Hakas kabile ve kabilelerin bir alt kolu olan soylara ait kutsal yerlerdir. Böylece Sovyet döneminde halkın manevi yaşamından tamamen silinen bu köklü gelenek yeniden tespit edilerek yaşama döndürülmüş ve bir anlamda kuşaklar arası kopmuş bir zincir halkası yerine konulmak suretiyle zamanlar arasındaki köprüye yeniden bir bütünlük kazandırılmış, Hakas Türklerinin maneviyat yaşamındaki süreklilik sağlanmıştır.

 


 HAKASYA CUMHURİYETİ


Hakaslar ve Hakasya (Hakas Cumhuriyeti)
Türkistan'da Sibirya'nın güneyinde, Sayan-Altay dağları ve Yenisey nehri yanında ve Altay Cumhuriyeti'nin kuzeyinde yer alan Hakasya, 62.400 km2 lik bir yüzölçümü ile Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir cumhuriyettir.Hakasya Sayan-Altay dağlarının bir parçasıdır. Üzerinden dünyanın en büyük nehirlerinden biri olan Yenisey (Kim Suyu) ırmağı geçmektedir. Başkenti Abakan şehridir. Ülkenin üçte ikisi dağlık olup halkın çoğu Abakan ve Yenisey Nehirlerinin kenarında yaşamaktadır.Türkçe konuşan Hakaslar'ın asıl adı Koraylar (Hooraylar)'dır. Hakaslar, Kaçinler (Haaş, Haas), Sogaylar, Kızıllar ve Koybollar (Hoybollar) olmak üzere dört boy olup bu dört grubunu ortak ismi Hakastır. Hakas dili Türk dilinin Uygur-Oğuz grubuna dahildir. Öz diline, öz kültürüne ve geleneklerine bağlı olan Hakasya'da üniversite, teknik enstitü, dil, tarih ve edebiyat araştırmaları enstitüleri bulunmaktadır.Çeşitli kültür ve sanat kuruluşları, 4 tiyatrosu, kütüphane ve müzeleri ile, müzik ve sanat okulları mevcuttur.
 
Uygur Türkçesine yakın bir dille konuşan Hakas Türkleri Hıristiyan olmakla birlikte Şamanist inanış ve adetlerine devam etmektedirler. Zengin ormanlar, göller, bozkır ve dağların birleştiği bölgede yer alan Hakasya, uygun tabiat şartları, yer altı kaynakları, çeşitli metaller ile ilginç bir Türk ülkesidir. Hakasya güçlü bir ekonomi ve ziraate sahiptir. Bölgede tarım, hayvancılık ve kerestecilik yapılmaktadır. Özellikle buğday, meyve ve sebzecilik önem kazanmaktadır. Koyun, at, sığır ve arıcılık önemli geçim kaynağıdır.
Ülkede zengin kömür, altın, bakır, barit, tutya ve demir çıkarılmakta olup, ülkenin büyük bir kısmı ormanlarla kaplıdır. Madencilik, kerestecilik ve gıda sanayi önemli iş kollarıdır.Hakaslar, Güney Sibirya'da yaşayan en eski Türk halklarındandır. Hakaslar'ın ikibin yılı aşan tarihleri onların bir Kırgız grubu olduğunu göstermektedir. Bugünkü Tanrı Dağı Kırgızları da dahil bütün Kırgız Türkleri'nin bilinen ilk yurtları Yenisey Nehri civarıydı. Tanrı Dağı Kırgızlar'ının dünyaca ünlü büyük destanları Manas da bu tarihi hadiseden bahsetmektedir.
Manas Destanı'nın anlattığına göre Tanrı Dağı Kırgızları Yenisey civarından bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç etmişlerdir. Bu göçe katılmayıp Yenisey civarında hayatını sürdüren Kırgız Türk toplulukları ise Yenisey Kırgızları olarak hayatlarını devam ettirmişlerdir. IX-X. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlar'dan "Heges" ismiyle veya diğer bazı kaynaklara göre ise "Kie-kia-se" adıyla bahsediyorlardı. Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız gruplarının Müslümanlaşması ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması Yenisey Kırgızlar'nın ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabulleriyle sonuçlandı.
Hakaslar'ın bu ismi kabul etmelerinde Rus istilasından sonra yaşanan sürecin de etkisi büyük oldu. Ruslar bu bölgeleri istila edene kadar ve daha sonraki uzun yıllar Hakaslar'a, diğer Rus hakimiyetindeki Türk halklarında olduğu gibi "Tatar" demekteydiler. Diğer yandan Ruslar tarafından yıkılan Hakas Devleti'nin hanedanlığını ise "Hırgız Soyu" (Kırgız) sürdürmekteydi. Bölge halklarını tanıyan Rus Türkolojisi, Hakas Türkleri'ni hem Kırgızlar'dan hem de Tatarlar'dan ayırt ederek bölgede Hakas kimliğinin yerleşmesini başarmıştır. Bütün Çarlık döneminde Hakaslar, Açin, Minusin, veya Abakan Tatarları olarak adlandırılmıştır. 1718 yılında Rus kaynaklarında bölgeye "Kırgız Yeri" veya "Hongoroy" tabirleri kullanmışlardır.
Bu ismi benimsemekte Hakaslar da hiç güçlük çekmemişlerdir. Çünkü ikibin yıldır Çin kaynaklarında bahsedilen bu adla bütün Kırgız Türk grubunun tarihinin asli sahibi olmak gibi bir his ve moral değerle süreci kolaylaştırmışlardır. Hakas adı ilk olarak Sovyet Birliği'nin kuruluş döneminde resmi olarak kabul edilmiştir.
Böylelikle M. Ö. II. yüzyıla kadar uzanan Hakas Türkleri'nin tarihinde Hakas adının oluşumunu üç önemli dönemde incelemek mümkündür. Birinci dönem Hun ve Kırgız Devletleri dönemidir ki, bu dönemde Hakaslar Yenisey Kırgızları olarak isimlendiriliyorlardı (M. Ö. II. yy. - M.S. XIII. yy.) Türkistan'ın en eski halklarından olan Yenisey Kırgızları yalnızca Hakaslar'ın kökenini oluşturmuş değillerdir. Onlar aynı zamanda bugünkü Kırgızistan Kırgızları veya diğer adıyla Tanrı Dağı Kırgızları'nın da kökeninde önemli yer alırlar. İkinci dönemi ise Hooray Devleti (XIV-XVIII. yy.) oluşturur ki bu dönemde Hakaslar'ın diğer Türk Halklarına göre kendilerine has özellikleri oluşmaya başlar. Üçüncü dönemi ise Rus istilasındaki dönemdir ve 18. yüzyılın ikinci yarısından başlayan yeni dönemin özellikle Sovyetler devri sürekli ve bilinçli yapılan propagandalarla Hakaslar, yeni bir kimlik etrafında toplanmıştır.

 

Hakasya Bölgeleri  
Saat  
   
Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol